Kilo Kontrolünde Yo-Yo Etkisine Son

Kilo kontrolünde en önemli sorun verilen kiloların bir süre sonra fazlasıyla geri alınmasıdır (Yo-Yo etkisi).

Bunun sebebi kişinin diyet veya egzersizden kısa bir süre sonra tamamen uzaklaşması ve daha fazla yemeye başlamasıdır.

Diyet yapıp da bu kısır döngüye girmeyen kişi neredeyse yok denecek kadar azdır.

Bu durum sizin iradesizliğinizden değil diyetle birlikte hızla değişen beyin biyokimyasallarından (nörotransmitter) kaynaklanır.

Nörotransmitterlerin dengesi bozulduğunda kişi istem dışı aşırı yemeye başlar veya çikolata, tatlı, makarna türü gıdalara karşı koyamaz hale gelir.

Halbuki bu irade savaşını vermeye hiç gerek yok. İştahınız ve ruh haliniz tamamen beyini etkileyen biyokimyasallarının kontrolündedir.

Bunlardan en önemlileri:

  • Şeker
  • Endorfin
  • Seratonin
  • GABA
  • Katekolamin (Adrenalin, Noradrenalin)

Şeker hariç bu kimyasalların tamamı amino asitlerden oluşur.  Amino asitler ise yediğimiz gıdalardan elde edilir. Kimyasallar belirli bir denge içinde olduğunda yani eksilmediğinde iştahımız da, keyfimiz de dengede olur.

Örneğin serotonin çok düştüğünde çok mutsuz olmanın yanın da iştahımız da genelde artar. Adrenalin çok yüksek olduğunda sinirli oluruz, iştahımız genelde azalır. Beyin biyokimyanızı dengeleyen beslenme şeklini öğrendiğinizde kilo verme sürecinin farkına dahi varmazsınız. En önemlisi verdiğiniz kiloları geri almazsınız.

Dengenin sağlanması için nörotransmitterin vücutta yeterince var olması gerekmektedir. Vücudun bu maddeleri üretebilmesi için gereken hammadde yediğimiz gıdalardaki proteinlerin yıkım ürünü olan amino asitlerdir. Yani bizim görevimiz vücudumuza yeterli miktarda amino asidi temin etmektir ki beyin ihtiyaç duyduğu nörotransmitteri sentezleyebilsin.

Aşırı yemek yemek amino asitlerin yeterince alınacağı anlamına gelmez. Bilakis bazı eksik amino asitler nedeniyle aşırı yemek yeme eğilimi oluşur.

Amino asitler birbirlerinin emilimini ve metabolizmasını etkilediği için doğru müdahale yapılmadan dengeyi tekrar sağlamak zordur. Doğru müdahale kilo verme teşebbüsü olabilir ancak genelde başarısızlıkla sonuçlanır. Egzersiz yapma olabilir. Genelde bir süre sonra vazgeçilir. Bu yüzden en doğru müdahale eksik veya fazla amino asitleri tespit edip, dengeyi sağlayacak şekilde kısa bir süre takviye olarak verilmesidir. Böyle yapıldığında diyet yapmak da, egzersiz yapmak da kolaylaşır ve doğal süreçte kilo verme başlar.

Diyetlerdeki en önemli yanlış çok düşük kalori diyetlerin verilmesidir. Düşük kalorili bir diyet kilo verdirir ancak vitamin, mineral ve amino asit eksikliğine yol açar. Çünkü bu gıdalar vücut tarafından üretilemediği için beslenmeyle alınması zorunludur ve ancak yeterli kaloriyi sağlayacak miktarda besinle alınabilir.

Diyet sırasında amino asitlerin ve gerekli vitamin ve mineralin kan düzeylerine göre takviyesi hiç zorlanmadan kilo verdirirken, beslenme eksikliğine bağlı sağlık sorunu oluşmasını da önler.  Kliniğimizde obezite tedavisi ve kilo kontrolü nörotransmitter dengesi üzerinden yapılmaktadır ve  bunun en ideal yolu amino asit analizi ve amino asit tedavisidir.

Açken sinirli veya mutsuz olmaya, devamlı tatlı ve çikolata düşünmeye, yemedikçe çer çöp atıştırıp, bitki sularıyla midenizi şişirmeye son veriniz. Kilo kontrolünde irade savaşına son vermek için siz de Amino Asit Tedavi protokolüne başvurabilirsiniz.

Adres: Abdi İpekçi Cad No:57 Reasürans Han 1 Kat:6 Nişantaşı – İstanbul  0212 219 32 41

Uzm. Dr.Aydın Duygu